Henüz dün gece yaşananlar olmadan birkaç hafta önce
kızım Lal’in sorusu ile şamarı suratıma yedim ;
Baba neden biz hiçbir spor dalında başarılı değiliz, bütün erkekler football konuşuyor ama milli takım hep yeniliyor? Suratıma şamar yemiştim çünkü onu yaşlarındayken her çıktığı milli football maçından 6-7 gol yemeyi refleks haline getirmiş bir nesilden geliyordum. Basketbolda vizyonumuz ve başarılarımız Balkan Kupaları ile sınırlıydı. Diğer spor branşları ile haber okumak ya da duymak nerdeyse imkansız gibi bir şeydi. Bu branşlar ile ilgili aklımda kalan haberler ise başarı hikayelerinden daha çok o yıllarda ülkemizi kasıp kavuran arabesk kültüründen izler taşıyordu ; imkansızlıklar içinde çalışan çamura bulanmış atletlerimiz, yarışmalara gidebilmek için yol parasını komşularından alan milli sporcularımız, oto tamircisinde asgari ücrete talim çalışan güreşçilerimiz, evine haciz gelen judocularımız!!! Biz bu haberleri okurken aynı esnada ülkemize milli maç yapmak üzere gelen Finlandiyalı itfaiyeciler, İzlanda’lı bankacılar bizi yenip giderlerdi!!!
Baba neden biz hiçbir spor dalında başarılı değiliz, bütün erkekler football konuşuyor ama milli takım hep yeniliyor? Suratıma şamar yemiştim çünkü onu yaşlarındayken her çıktığı milli football maçından 6-7 gol yemeyi refleks haline getirmiş bir nesilden geliyordum. Basketbolda vizyonumuz ve başarılarımız Balkan Kupaları ile sınırlıydı. Diğer spor branşları ile haber okumak ya da duymak nerdeyse imkansız gibi bir şeydi. Bu branşlar ile ilgili aklımda kalan haberler ise başarı hikayelerinden daha çok o yıllarda ülkemizi kasıp kavuran arabesk kültüründen izler taşıyordu ; imkansızlıklar içinde çalışan çamura bulanmış atletlerimiz, yarışmalara gidebilmek için yol parasını komşularından alan milli sporcularımız, oto tamircisinde asgari ücrete talim çalışan güreşçilerimiz, evine haciz gelen judocularımız!!! Biz bu haberleri okurken aynı esnada ülkemize milli maç yapmak üzere gelen Finlandiyalı itfaiyeciler, İzlanda’lı bankacılar bizi yenip giderlerdi!!!
Kızımın sorusu şamar gibi gelmişti çünkü biz çağ atlamıştık, daha iyi
arabalara biniyor, daha güzel stadlar yapıyor, Finlandiya’lı
itfaiyecilere sahaları dar ediyor, İsviçreli footballcuların sahada
ağzını burnu kırıyor, üzerlerine basıyor, sporcularımıza ağırlığınca
altınlar, Alman malı SUV arabalar veriyor hatta yetmiyor sporcularımız
kazandığı başarıların ardından TV kameraları karşısından Başbakanım bize
daha çok prim ver olmadı daha çok çok ver diyorduk!!! Tabii ki, Genç
kızlarımızın Voleyboldaki Dünya şampiyonluğu (tekrarlamak gerekiyor ),
Genç erkek Basketbolcularımızın son 10 yıldır artık alışkanlık haline
getirdiği Avrupa’da ilk 3 içerisinde olmalarını istinaslar kaideyi
bozmaz diyerek bir kenara ayırıyorum!!
Aslında yanılgımı güçlendiren bir konu daha vardı ben küçükken
olimpiyatlara ev sahipliği yapmak için aday ülke olmanın da bir
olimpiyat ruhu kapsamında aktivite olduğunu sanırdım. Belirli
aralıklarla aday olmak için yarışır bunda da makûs talihimize boyun eğer
daha ilk turda elenirdik.
Kızım şanslıydı Türkiye’nin finallere kadar
geldiğini görmüştü fakat bir o kadar da şansızdı arka arkaya bir çok
milli sporcumuzun doping aldığı haberlerini de aynı zamanda görme
şansına sahip olmuştu!!
Uzun lafın kısa daha renkli spor sayfalarımız, AMK isminde spor
gazetemiz, güzel hayat yaşayan sporcularımız hatta küçük zafer
hikayelerimiz olmuştu ama maalesef aslında gerçekten başarılı
olamamıştık!! Çünkü biz turizmi güzel , devasa hoteller yapmaktan ibaret
sandığımız gibi sporu da bir tesisleşme hamlesi olarak görmüş büyük
başarılı sporcular yaratmak yerine daha zengin müteahhitler
yaratmıştık!!
Amacım her şeyi yerden yere vurarak yapılanları görmezden gelmek değil
kendi adıma sporun yıllardır içinde olup etrafındaki kimseye bunu
yayamamış birçok kişiden daha fazla sporcu olduğum için kendimi mutlu
hissediyor ve bunları yazmaya kendimde hak görüyorum. Hak görüyorum
çünkü ; Avrasya maratonu koşup yorgunluk içinde yürürken “…. yaptığım
çocukları yüzünden trafik kapalı “ küfürünü yemek ile Berlin’de maraton
koşarken evinde hazırladığı kesilmiş portakalı bize sunan kadının
gözlerindeki mutluluğu görmenin farkını yaşadım. Hak görüyorum çünkü
Team Istrunbul ile bir çok kişiyi spor yapmaya yüreklendirip, motive
ediyor ve beraber spor yapıyoruz.
Team Istrunbul’u ilk kurduğumuzda yazmıştım ; bu grubu kurduk çünkü
yurtdışındaki maratonlarda yüzlerce İsviçre’liyi , Norveç’liyi ya da
Alman’ı görüp biz de aynısını yapmak istiyoruz demiştik. Bugün Team
Istrunbul 900 kişilik bir grup oldu, tahmin ediyorum 200-300 kişi
yazılanları takip ediyor, bizimle en az bir kez koşan 150’nin üstünde
kişiye ulaştık. Bebek’te sabahları 1 yıl önce 7-8 kişi koşarken bugün
Salı – Perşembe koşularımız sabahın 5:30, 06:00’sında olmasına karşın
yaklaşık 50 kişilik gruplar ile oluyor. Bir aksilik olmazsa 2014 Mart
ayında 40’ı aşkın kişi Barcelona maratonu koşacağız. Hayalimize bir adım
adım daha yaklaşacağız.
Hiç birimiz milli sporcu olamayacağımız ama inanın bizim evlerimizde
büyüyen, sabahın kör karanlığında kar, yağmur, sıcak demeden annesini,
babasını hatta dedesini spor yapmaya uğurlayan o çocuklardan bazıları
bu alışkanlık ile büyüyecek ve ileride çok başarılı olacak.
Bizler bu
işi alışkanlık haline getirmedikçe, bu eğitim sistemi de “sporcu”
yetiştirmeyi desteklemediği sürece dün gece gördüğünüz görüntüler hiç
ama hiç değişmeyecek !! Boşuna şaşırmayın, üzülmeyin sadece alıcınızın
ayarı ile oynayın kanal değiştirin geçin ….
Son sözüm bu gençlerden bir tanesine; Yasemin Benker o henüz 17 yaşında
milli kayakçı, gelecek sene kış olimpiyatlarında kendi dalında ülkemize
ayrılan bir kişilik kontenjanı kapmak için çalışıyor. Babası sevgili
koşucumuz Bengü Benker, eğitimine ara verdirip yurtdışında antrenman
yapmasını sağlıyor, buraya her döndüğünde bizimle koşuyor. Yasemin,
seçmelerin bir yarışma da değil idari kararlar ile olacak olmasını
bilmesine karşın sabahın kör karanlığında dinlemesi gereken sabahlar da
bile bizimle koşarak azmini ve hırsını bize gösteriyor. Kontenjanı
kaparmı bilemeyiz ama bizim saygımızı, kalbimizi çoktan hak ederek
kaptı.
BEN SPORCUNUN ZEKİ ÇEVİK VE AHLAKLI OLANINI SEVERİM – M.K. Atatürk
Sevgiler
Serhat Yıldırım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder