7.9.13

Sahibimiz Zaman



Sahibimiz Zaman



Bize ait olanları bir düşünün. Düşünün, düşünün zamanımız bol nasılsa. Zamanımız bol mu? Zamanımız aslında çok bol, ama zaman bizi nereye, kimlere, hangi olaylara götüreceği noktasında; bize ait olan kararlarda, öylece durup seyretmez. O akıp gider, o bunun için adlandırılmıştır, o akıp gitmekle sorumlu, biz ise o akışa ayak uydurmakla sorumluyuz. Biz durursak o durmayacak asla. 


Zamanı bölmüş bilim adamaları, hatta dil bilimine ve gramer yapılarına da tarif vermiş bu bölünme. Geçmiş zaman, şu an ve gelecek, bazı dillerde edebiyatçılar sıkılmışlar; geçmişi, yakın geçmiş, geçmişte devam eden gibi, sınıflamalara tabi tutmuşlar.  Ne yaparsanız yapın geçmiş zaman sizi anılara, yaşanmış onca iyisiyle kötüsüyle olaya, özleme, pişmanlığa ve bunun gibi bir çok tamamlanmamış onca şeye götürür, götürürde geri getirebilir mi sizi acaba o an? İşte o an geçmişe durup baktığımız o an durduğumuz andır. İşte o an zamanın yanında koşmayı bir an olsun bıraktığımız andır. Bir an kayıpmıdır? Sen bir an geçmişe gidip gelmek bilmezsen kayıptır tabi. Gitme diyen yok ama çok kalma lakin zaman beklemeyecektir. Durursan, Beklemediği gibi, koşar adımlarla giden zamanın işte tam o anda açacağı bir kapıyı ıskalama şansın çok yüksek ki bu kapılar bazen açıldığı hızla kapanır.  Aslında elle tutulur bir kavramdan bahsetmememize rağmen, o kadar ispat var ki gerçek hayatta. Hepimiz spora kah seyirci kah sporcu olarak ilgi duyarız. İş te o an dediğimize bir örnek 100 metre yarışında bir atletin bir anlık bocalamasının bedeli olur kaçan dünya rekoru. Kötü mü ? yo hayır sadece bir örnek. Atlet durdu zaman işlemeye devam etti, sadece kaybeden asla zaman olmuyor, olmayacakt!


Bazı kayıpların telafisi belki var belki yok onu da bize zaman gösterecek şayet durmaktan geri dönebilirsek. Neden geçmiş zamana çok takıntılıyım diye hep merak etmişimdir. Zamanın peşinde kan ter içinde koşmaktan, durup geçmişi düşünmeyi unutalı o kadar çok oldu ki. Uzun zamandır zamanla koşuyorum, ne amacım onu yakalamak, ne de geçmek. Tek amacım, o koşarken sağında, solunda önünde, belki hemen ardında açılan kapılardan birkaçına kafamı uzatıp neler oluyor buralarda diye bakabilmek. Bakıpta bana sunulan şansı değerlendirebilmek. Geçmişte, geçmişe takılı bende durdum aslında çok, öğrenmesi zor oldu ama hiç bir zaman geç değil.


 
Zaman şimdi, işte o an, haydi koşmaya başla.


Ufuk YARAMIŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ara / Search