10.9.13

El verin , Hayata tutunsun. KORUNCUK


Etraf çok kalabalıktı aslında, binlerce insan alanın dört bir yanına yerleştirilmiş ses sisteminden çıkan müziğin etkisi ve yarışı bitirmiş olmanın verdiği mutlulukla birbirine sarılıyor, gülüyor, kimisi yarış boyunca içine gömdüğü acıyı çıkarmış onunla halleşiyordu. Benim cephemde ise sadece sessizlik vardı bir an için sadece sessizlik! Ne yarışı bitirmenin mutluluğu ne de içinde bulunduğumuz ortamın yüksek enerjisine aldırmadan kısa bir sessizlik içinde (beni tanıyanlar bunun çok mümkün olmadığını bilirler ) arkadaşlarıma bakıyordum; Zafer’e, İgal’e, Aslı’ya, Zuhal’e, Serdar’a, Aylin’e, Bülent’e, Melisa’ya, Karen’e, Sibel’e ve Gamze’ye bakıyordum. Zafer ve Igal’i kenara ayırırsam büyük kısmı ilk defa yarı maraton koşmuş arkadaşlarımın mutluluğu hepsinin ufak tefek sorunlara karşın sağlıklı olmaları sessizliğimin en büyük ödülüydü. Daha önceleri yazdığım bir yazımda hayatımıza giren insanların aslında hayatımızda bıraktığı ya da bırakabildiği izlerin bir nokta olmakla bir resim olmak arasında nasıl değiştiğinden bahsetmiştim.

Şimdi dürüst olun bir kısmınız bunun kâğıt üzerinde güzel duran ama gerçekte havalı içi boş sözcüklerden ibaret olduğunu düşünmüştünüz. O sessiz kaldığım anda ben de tam bu insanların hayatıma girmiş ve onu renkten renge bulayan harika başyapıtlar olduğunu düşündüm. Öncesini ve arkasını yazsam gerçekten roman olacak harika kısa ama dopdolu 3 gün geçirdik ama aslında neredeyse yaklaşık 7-8 aydır beraber sabahın zifiri karanlığını, soğuğu, sıcağı , yağmuru , kahveyi ve keyifle sohbeti paylaştığım bu insanlarla ortak bir hayali paylaşmanın mutluluğu bir markanın reklamında belirttiği gibi “bedelsiz” bir histi. Aslında işin en güzeli başka insanların hayatlarına bir şeyler kattığına düşünürken kendi hayatını ne kadar anlamlı ne kadar yaşanılası kıldığını fark etmekti sanırım. Onların tarafı onların bileceği bir işti sonuçta ama benim taraf şüphe götürmeyecek bir gerçekti. Günün sonunda hepimiz bir birimizin sosyal sorumluluk projesiyiz, birbirimize bir şeyler katmaya çalışırız kattığımız sürece beraber gelişir beraber mutlu oluruz. “Run To The Beat” yarı maratonu bizim beraberce hayatımıza kattığımız güzel bir anı olmasının yanı sıra bunu yaparken de sizlerin dikkatini çekerek Koruncuk Vakfına yapılacak bağışlarla yarının koşucuları, iş adamları, mühendisleri daha da önemlisi sağlıklı nesilleri için güzel bir destek olsun istemiştik.

Koşumuz bitti geri geldik, bu hafta boyunca Koruncuklar için destek istemeye devam edeceğiz. İsteğim benim arkadaşlarımın hikâyesini buraya yazmam yerine, kendi hikâyesini yazan her bir arkadaşımın bunu paylaşarak, sizlerden Koruncuklar’ın hikâyeleri için destek istemeleri. Haydi arkadaşlar her birinizin hikayesi yeni hikayelerin ilhamı olsun siz paylaşın hislerinizin yarattıkları Koruncuklar’a bereket olarak yağsın …. Yapacağınız her turlu bağış ile ayni zamanda bu kampanyada bize destek olan CARD Finans’ın Team Istrunbul için özel olarak hazırlattığı yarış formalarımızdan biri de sizin olacak! Sadece 3 dakikanızı alacak.

Online Bağış için: http://www.koruncuk.org/hayatatutun.aspx?p=garantigiris

Sevgi ile kalın
Serhat Yıldırım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ara / Search